Perşembe Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Perşembe Ziraat Odası > Elma Yetişiriciliği

Elma Yetişiriciliği

Elma Rosaceae familyasının Malus cinsine ait bir türdür. Dünya üzerinde elmanın (Malus domestica) anavatanı olarak kabul edilen Doğu Asya, Orta Asya, Batı Asya-Avrupa ve Kuzey Amerika bölgesinde doğal olarak yetişen 30 kadar türü bulunmaktadır. Karadeniz bölgemizin iç kısımları ve Toros’lar elmanın doğal yayılma alanlarıdır ve buralarda M. sylvestris ve M. orientalis türleri doğal olarak yetişmektedir.

Elma kültürünün ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemekle birlikte 4.000 yıldan fazla zamandan beri yetiştiriciliğinin yapıldığı bildirilmektedir. Elma kültürü Yunanlıların, Romalıların ve Haçlıların Anadolu’ya gelmesi ile Anadolu üzerinden Yunanistan’a ve İtalya yolu ile Avrupa’ya yayılmıştır. Buradan da ilk göçmenler vasıtasıyla Amerika’ya ve diğer kıtalara götürülmüş ve böylece elma kültür 5 kıtaya yayılmıştır. Günümüzde Kuzey ve Güney yarım kürenin ılıman iklim kuşağına sahip hemen bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir. Ayrıca Kuzey yarım kürede 35. enlemden diğer birçok meyvenin yetiştirilemediği 60. enleme kadar olan bölgelerdede yetişebilmektedir.

Dünya elma üretimi 71.700.000 tondur. Asya kıtası 43.500.000 ton ile dünya üretiminin yarıdan fazlasını sağlamaktadır. Çin 31.000.000 ton ile dünya üretiminin yaklaşık yarısını karşılamaktadır ve bu ülkeyi 4.500.000 tonla ABD, 2.700.000 tonla Türkiye ve 2.600.000 tonla Polonya izlemektedir. Bunların dışında Fransa, Almanya, İran, Yeni Zelanda, Avustralya ve fiili de önemli elma üreticisi ülkeler arasında yer almaktadır (FAO, 2009).
Türkiye önemli bir elma üreticisi ülkedir. Doğu Anadolu’nun çok soğuk bölgeleri ile Akdeniz kıyı şeridi dışında kalan diğer bölgelerde ekonomik olarak yetiştirilebilmektedir. Elma üretimi en fazla göller yöresinde Isparta ilinde (610.000 ton) gerçekleştirilmektedir. Karaman (340.000 ton), Niğde (328.000 ton), Denizli (217.000 ton) ve Antalya (213.000 ton) en fazla üretim yapan diğer illerdir. Ayrıca elma yetiştiriciliği için uygun ekolojinin bulunduğu Çanakkale, Amasya, Tokat, Yalova ve Kütahya illeri de önemli elma üreticisi illerdir (TÜİK, 2009).
Niğde, Karaman ve Ankara illeri gibi yazın sıcak ve nispi nemi düşük olan yerlerde bazı çeşitlerde meyve renginde açılma veya güneş yanıklığı görülmektedir. Özellikle koyu yeşil meyve rengine sahip olan Granny Smith çeşidinde yeşil renk açılarak gri tonlarına dönmekte veya güneş yanıklığının derecesine bağlı olarak değişik tonlarda sararmalar oluşmaktadır. Bu durumda meyve kalitesi düştüğü için pazar değeri azalmaktadır. Güneşin bu olumsuz etkisini önlemek amacıyla bahçelerde gölgeleme yapılmaktadır. Gölgeleme ağları aynı zamanda dolu zararını önlemek amacıyla da kullanılmaktadır (Fotoğraf 1.1).

Elmanın, ekolojinin uygun olduğu dünyanın her kıtasında ve her ülkesinde yetiştirilmesinin birçok nedeni bulunmaktadır. Bunların başında, elmanın diğer meyve türlerinden farklı olarak 6-8 ay gibi uzun bir süre depolanabilmesi ve böylece 10 ay gibi uzun bir süre taze tüketiminin yapılabilmesi gelmektedir. Ayrıca meyve suyu, konserve, dilim konservesi, marmelat, reçel, sirke ve kurutulmuş olarak da tüketilmektedir.

Modern elma yetiştiriciliğinin yapıldığı bodur bir elma bahçesi

Fotoğraf 1.1 Modern elma yetiştiriciliğinin yapıldığı bodur bir elma bahçesi. Güneş yanıklığı ve dolu zararını önlemek amacıyla bahçenin üzeri ağ ile örtülmüştür.

Elma meyvesinin yaklaşık %85’inin su olması nedeniyle besin maddesi içeriği zengin olmamasına rağmen, içindeki mineral tuzlar, vitaminler, organik asitler ve karbonhidratlar açısından insan beslenmesi yönünden önem taşımaktadır. Yurt dışında özellikle sindirim sisteminin düzenli çalışması için günde bir elma yenilmesi tavsiye edilmektedir.

Morfolojik ve Biyolojik Özellikleri
Elma tohum anaçları üzerine aşılı olarak yetiştirildiğinde taç yüksekliği 8-12 m’ye kadar ulaşabilmektedir. Ancak elmalarda çok değişik gelişme gücünde türler ve çeşitler vardır. Son yıllarda, zayıf (bodur) gelişen elma anaçlarının kullanılmasıyla üzerlerine aşılanan elma çeşitleri ancak 3-5 m yükseklikte ve 1-2 m taç genişliğinde olabilmektedir.
Elma ağaçları saçak köklüdür ve kökler yüzeysel gelişir. Bodur elma anaçları nın kökleri kuvvetli gelişen çöğür anaçlarına göre daha ince ve daha gevrek yapıdadır. Bu nedenle özellikle tam bodur anaçlar üzerine aşılı ağaçların mutlaka bir destek sistemiyle desteklenmesi ve ağaçların devrilmesinin önlenmesi gerekmektedir.

Elma gövdesi gevrek, kırılgan ve düzgün bir yapı gösterir. Güneş yanıklığına karşı duyarlıdır. Zayıf gelişen iki ve daha yaşlı dallar üzerinde zayıf gelişmiş ve uçlarında çoğunlukla çiçek tomurcuğu bulunan kısa meyve dalları bulunur. Bu dallara topuz, kese, çıtanak, kargı ve dalcık gibi özel isimler verilir. Bazı kısa dalların uç ve uca yakın boğumlarında da çiçek tomurcuğu oluşabilir. Kuvvetli gelişen dallarda çiçek tomurcuğu oluşmaz ve bunlar odun dalları olarak adlandırılır.

Tomurcuklar, genel olarak sürgün tomurcuğu ve çiçek tomurcuğu olarak ikiye ayrılır. Ayrıca kuvvetli sürgünlerin dip kısımlarındaki boğumlarda uyur gözler de bulunmaktadır. Elmaların çiçek tomurcuklarından 4-10 tane çiçek ile 5-6 tane yaprak çıkar. Bu nedenle bunlara karışık tomurcuk adı verilir (Fotoğraf 1.2).

Elmanın çiçekleri diğer meyve türlerine göre daha geç açar. Çiçekler hüzme şeklinde bir ana sap üzerinde birden fazla çiçek olacak şekilde açar (Fotoğraf 1.2). Çiçekler erselik yapıdadır. Bir elma çiçeğinde 5 çanak yaprak, 5 taç yaprak ve 15-20 erkek organ bulunur. Taç yaprakları beyaz, pembe veya açık kırmızı renktedir. Dişi organ 5 karpelli (odacıklı) olup her karpelden bir dişicik borusu (stil) çıkar. Dişicik boruları gözle görülebilir. Ancak diş organın yumurtalık (ovaryum) kısmı çanak, taç ve erkek organların alt kısımlarının birleşmesi ile oluşan doku ile sarıldığı için (erik, şeftali veya kiraz gibi sert çekirdekli meyve türlerinin aksine) dışarı dan bakıldığında görülmez. Her karpelde ikişer tohum taslağı bulunur ve tohum taslakları döllendiğinde 10 tane tohum oluşur.

Elmada meyve dalları (sol) ve çiçekler (sağ); a) topuz b) kargı c) sürgün tomurcuğu d) çıtanak.

Fotoğraf 1.2 – Elmada meyve dalları (sol) ve çiçekler (sağ); a) topuz b) kargı c) sürgün tomurcuğu d) çıtanak.

Elma meyvesi, yumurtalık ve yumurtalığı çevreleyen çiçek dokusunun etlenip sulanması ile meydana geldiğinden gerçek meyve değildir. Bunlara yalancı meyve denir. Elma meyvesi çok değişik irilik, şekil, renk, tat ve aroma özellikleri gösterir. Genel olarak yuvarlak şekilli olmasına karşılık, uzun ve basık şekilli olanları da vardır. Meyve kabuk rengi çoğunlukla sıvama kırmızı (Starcrimson), akıtmalı-parçalı kırmızı veya kırmızı çizgilidir ancak sarı, yeşil-sarı (Golden Delicious) veya yeşil renkli (Granny Smith) olan çeşitler de bulunmaktadır. Meyve eti rengi ise çoğunlukla sarıdır veya Amasya elmasında olduğu gibi beyazdır. Meyve tadı çok değişik olup tatlı, mayhoş, ekşi tatta ve farklı aromada olabilir.

Sert çekirdekli meyve türlerinde, meyve yumurtalığın etlenip sulanması ile oluşur ve gerçek meyve olarak isimlendirilir.

Elma meyveleri olgunlaşma zamanı yönünden de farklılık gösterir. Ülkemizde Haziran ortası ile Kasım ayına kadar olgunlaşan çeşitler bulunmaktadır. Elma çeşitleri olgunlaşma zamanlarına göre Yazlık (Vista Bella, Jerseymac, Williams Pride, Summer Red, Anna ve Ak elması), Güzlük (Gala grubu, Elstar ve Hüryemez) ve Kışlık (Scarlet Spur, Golden Delicious, Starking Delicious, Starcrimson, Amasya, Topaz, Red Chief, Fuji, Breaburn, Pink Lady ve Grany Smith) olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır. Bazı elma çeşitlerinde mutasyonla spur (bodur) özellik taşıyan yeni mutant çeşitler meydana gelmiştir. Bu spur çeşitler (Red Chief, Stark Spur Golden Delicious vb.) daha erken verime yatmakta ve sürgünlerin boğum araları daha kısa olduğundan ağaçlar bodur gelişme göstermektedir. Ayrıca yapraklar küçük, koyu yeşil ve kalın dokulu olmaktadır. Bunun yanında bazı çeşitlerin meyve rengi, hasat tarihi, hastalıklara dayanım ve muhafaza ömrü gibi bir veya birkaç özelliği farklı olan doğal mutantları bulunmaktadır (Gale Gala, Galaxy Gala, Imperial Gala, Mitch Gala, Mondial Gala ve Pacific Gala vb.).

Döllenme Biyolojisi

Elma çeşitlerinin çoğu diploittir. Ancak Hüryemez, Çakıldaklı, Furunüstü, Jonagold, Kanada Renet, Winesap ve Staymared gibi triploid çeşitler de bulunmaktadır. Bu çeşitler iyi (canlı) çiçek tozu oluşturmadıkları için kendine verimli olmadıkları gibi tozlayıcı olarak da kullanılamazlar.

Pek çok elma çeşidi (Red Delicious, Breaburn, Fuji vb.) kendine verimsizdir. Çiçek organlarında herhangi bir eksiklik bulunmamasına rağmen çiçektozu-stigma uyuşmazlığı nedeniyle kendi çiçek tozu kendi dişisini dölleyemez. Bu çeşitlerde meyve tutumunun gerçekleşmesi ve ürün alınabilmesi için mutlaka tozlayıcı çeşide ihtiyaç vardır. Öte yandan bazı çeşitler kendine kısmen verimlidir (Elstar, Gala, Golden Delicious, Granny Smith, Johanatan vb.) ancak tozlayıcı çeşit kullanıldığında meyve tutumu ve ürün miktarı daha fazla olmaktadır. Bu çeşitlerle kurulan ticari elma bahçelerinde de mutlaka tozlayıcı çeşit bulundurulmalıdır.

Kullanılacak tozlayıcı çeşitler ana çeşitle aynı zamanda çiçek açmalı, diploit olmalı, çimlenme gücü yüksek, bol ve iyi çiçek tozu vermeli, ana çeşitle uyuşmazlık sorunu bulunmamalı, periyodisite göstermemeli, gençlik kısırlığı süresi ana çeşitle aynı olmalı ve ticari değeri yüksek olmalıdır. Tozlayıcı çeşidin ekonomik değeri ana çeşitten daha düşük fakat tozlayıcı özelliği iyi ise tozayıcı çeşit sayısı 1/9 oranında olmalı ve ana çeşidin her ağacı tozlayıcıyı görecek şekilde yerleştirilmelidir (şekil 1.1). Çünkü erselik çiçek yapısına sahip olan diğer meyve türlerinde olduğu gibi elmada da tozlanma daha çok bal arısı ile gerçekleşir. Bal arıları çiçeklerden balözü (nektar) ve çiçek tozu (polen) toplamak üzere bir ağaca geldiğinde, aynı ağacın ve en yakın komşu ağaçların çiçeklerinde gezinir. Arı tozlayıcı ağaçların çiçek tozlarını ancak ona yakın ağaçlara taşır ve tozlamada etkili olur. Genel olarak 4-5 dekar meyve bahçesi için bir kovan bal arısı yeterli olmaktadır. Tozlayıcı çeşidin ekonomik değeri ana çeşidinki kadar yüksek ise sayısı daha fazla tutulabilir.

Elma bahçesinde tozlayıcının yerleştirilmesi

şekil 1.1 – Elma bahçesinde tozlayıcının (●) yerleştirilmesi.

Ekolojik İstekleri

İklim İstekleri

Elma soğuklara en dayanıklı meyve türüdür. Kışın dinlenme döneminde -35°C ile -40°C’ye dayanır. Çiçeklenmesi geç olduğundan çok soğuk bölgeler dışında ilkbahar geç donlarından etkilenmez. Ancak yüksek ve soğuk bölgelerde sis ve yağmur gibi iklim olayları döllenmeyi olumsuz etkileyerek ürün miktarını düşürebilir. Bazı bölgelerde ilkbahar ve yaz aylarında yağan dolu da meyvelere zarar verebilmektedir. Yaz sıcakları nispi nemi düşük yerlerde bazı çeşitlerin meyvelerinde güneş yanıklığına neden olur. Budama ve taçlandırma hatası olan ağaçlarda da gövde yanı klarına neden olur. Bu nedenle Niğde ve Karaman gibi nispi nemi düşük yerlerde yaz aylarında gölgeleme yapmak gerekir.

Elmanın kış dinlenme isteği yüksektir (1000-3000 saat). Bu nedenle Ege ve Akdeniz kıyı bölgelerinde hem kış dinlenme ihtiyacını karşılayamadığından, hem de yüksek yaz sıcaklarının güneş yanıklığına yol açması nedeniyle ekonomik olarak yetiştirilmesi mümkün olmamaktadır. Son yıllarda kış dinlenme ihtiyacı düşük olan bazı yazlık çeşitler (Ak elması, Anna, Vista Bella, Jerseymac, Summer Red vb.) ilk turfanda özelliğinden yararlanmak için bu bölgelerde yetiştirilmeye başlanmıştır. Elmalar için en ideal yerler kışları soğuk, yazları serin ve nispi nemi yüksek bölgelerdir. Ülkemizde göller yöresi, Marmara, Karadeniz, İç Ege ve Akdeniz bölgesinin yüksek yerleri elma yetiştiriciliği için en uygun yerlerdir.

Toprak İstekleri

Elma, saçak köklü bir meyve türü olduğundan ağır topraklara diğer meyve türlerine göre daha dayanıklıdır. Genel olarak değişik toprak tiplerine uyumu iyidir. Ancak kireçli ve pH’sı yüksek topraklarda demir elementinin alınamamasından kaynaklanan sararma belirtisi (kloroz) gösterir.

Sulama ve Gübreleme

Sulama; diğer tarımsal faaliyetlerde olduğu gibi etkinliği arttıran ve günümüz iklim koşullarında mutlaka gerekli olan bir uygulamadır. Sulama uygulamasının önemi kadar bir sulamada verilmesi gerekli oan su miktarı ve sulama zamanın iyi belirlenmesi gerekir. Meyve yetiştiriciliğinde kontrollü su uygulaması meyve verim ve kaletesine büyük ölçüde etki eder.

Kontrollü su uygulamaları modern sulama yöntemleri ile mümkündür. Bu yöntemlerin başında damla ve mini yağmurlama sulama yöntemleri gelmektedir. M9 anacı ile sık dikilen bahçeler için damla, M106 anaçları ile dikilen bahçelerde mini yağmurlama sistemleri uygundur.

Bodur elma yetiştiriciliğinde yöntemlerden her ikiside kullanılabilir. Ancak yöntem seçiminde; bitkinin sı üzerindeki aralığı, su kaynağının debisi, içindeki çözünmüş maddelerin miktarı ve toprağın bünyesi (hafif, ağır toprak) etkilidir. Unutulmaması gereken en önemli koşul, ağacın gölgelediği alanın yani kök bölgesinin tamamına yakın ıslatılmasıdır. Hangi sistem kurulursa kurulsun bitkinin su ihtiyacının tam karşılanması tavsiye edilir.

Damla yada mini yağmurlama sulama yöntemiyle sulama yaparken özellikle aşırı sulamalardan kaçınmak gerekir. Aşırı sulamalarda besin maddeleri kök bölgesinden yıkandığı gibi sürgün gelişimide fazla olur ve meyve gözü oluşumları azalır, ayrıca kloroz gözlenir. Dolayısıyla üreticilerimizin sulama yaparken bitkide oluşan durumları iyi incelemesi buna uygun sulama programı oluşturması tavsiye edilir. Bunun yanında unutulmaması gereken ağır bünyeli toprakların su tutma kapasiteleri hafif bünyelilere göre daha fazla olacağından çok geçirgen topraklarda sulama aralıkları ve uygulanan su miktarı fazla olabilir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre özellikle çiçek döneminde sulama yapılmaması ve meyve bağlamanın ardından yaratılacak su stresi sonucunda meyve dökümü artar, meyve kalitesi büyük ölçüde azalır ve ebadı küçük kalır. Ancak meyvede istenen tat ve aroma ve iriliğinin korunması amacıyla sulama düzenli yapılmalıdır.

Gübreleme programı yapılırken mutlaka toprak ve yaprak tahlili (tam çiçeklenmeden 8-10 hafta sonra) sonuçları göz önünde tutulmalıdır. Ancak genel bir tavsiye olarak aşağıdaki gübre uygulaması yapılabilir.

Dikimden sonraki ilk yıl (Dekara)

Dikim anında, fidan çukuruna kimyasal gübre uygulamaları yapılması, yanlış uygulamalar sonucunda taze köklerin yanmasına neden olabileceğinden tavsiye edilmez. Bunun yerine, vejatasyon başladıktan 2-3 hafta sonra damla yada mini sprik sistemi ile gübrelemelere başlanması tavsiye edilmektedir. Ayrıca vejetasyon dönemi içerisinde 2 kez mikro elementleri içeren bir yaprak gübresi ile uygulama yapmak uygun olmaktadır.

Dikimden sonraki ilk yıl (dekara):

· 3-4 kg N/Da, 1,5-2 kg P2O5 /da, 5-6 K2O /da besin elementi için

· 10 kg Amonyum Sülfat

· 2 kg MAP (Mono Amonyum Fosfat)

· 12 kg Potasyum Sülfat veya Potasyum Nitrat

· 2 kg Fosforik Asit ( %85 )

Normal Verimdeki Bir Bahçe İçin (Dekara)

· 8-10 kg N/da, 2-3 P2O5 /da, 14-16 kg K2O /da

· 30 KG Amonyum Sülfat

· 5 kg MAP

· 32 kg Potasyum Sülfat veya Potasyum Nitrat

· 8 kg Magnezyumlu bir gübre

Bortraks ve Zimtraks sonbaharda yapraktan uygulanır.


Çoğaltma

Elmada, bitkinin genetik yapısı diğer meyve türlerinde olduğu gibi heterozigot olduğundan tohumla çoğaltıldığında mutlaka açılma gösterir. Bu nedenle elma başta olmak üzere bütün meyve türleri çeşit özelliğini kaybetmeden ancak dal, yaprak ve kök gibi vegetatif organlar kullanılarak çelik, daldırma, aşı ya da doku kültürü gibi vegetatif yöntemlerle klonal olarak çoğaltılmaktadır. Tohum ancak anaç (çöğür) elde etmek amacıyla kullanılır.

Elma fidanı üretiminde çöğür anacı elde etmek için yabani ağaçların veya kültür çeşitlerinin tohumlarından yararlanılır. Olgunlaşmış meyvelerden alınan tohumlar sonbaharda 2-3 ay katlama aldıktan sonra Mart ayında tohum yastıklarına veya direkt aşı parseline ekilerek çöğürler elde edilir. Bu çöğür anaçlarına yöreye ve iklim koşullarına göre Mayıs-Haziran sürgün göz aşısı veya Ağustos durgun göz aşısı yapılarak fidanlar elde edilir.

Elmanın tohum anaçlarından başka, yukarıda belirtildiği gibi ülkemizde son 30 yıldır kullanılmaya başlanan ve özellikle son yıllarda çok yoğun olarak kullanılan klon anaçlar vardır. Çok farklı gelişme gücüne sahip olan bu anaçlar vegetatif olarak, çoğunlukla tepe daldırma veya sıra üzeri hendek daldırma (stoolbed) yöntemiyle köklendirilirler (Fotoğraf 1.3). Bazı klonlar (MM106 gibi) çelikle de köklendirilebilmektedir.

Bu köklenmiş anaçlara istenilen elma çeşitleri çöğür anaçlarında olduğu gibi yöreye ve iklim koşullarına göre Mayıs-Haziran sürgün göz aşısı veya Ağustos durgun göz aşısı yapılarak fidanlar elde edilir.

Elma anaçlarının sıra üzeri hendek daldırmasıyla çoğaltılması.

Fotoğraf 1.3 – Elma anaçlarının sıra üzeri hendek daldırmasıyla çoğaltılması.

Bahçe Tesisi

Modern elma yetiştiriciliğinde artık çöğür anaçlardan uzaklaşılmakta ve bodur anaçlar yaygınlaşmaktadır. Ancak bazı yörelerde hala çöğür anaçlar üzerine aşılı fidanların üretildiği ve bu fidanlarla standart bahçelerin kurulduğu görülmektedir. Elmalar, çöğür anaçlar üzerinde büyük ğaçlar oluşturacağından bu bahçelerde dikim mesafeleri 8×8 m veya 10×10 m gibi mesafeler kullanılmaktadır.

Elma en fazla klon anacı bulunan türdür. Klon anaçları gelişme kuvvetlerine göre çok bodur (M27, M8, M9), bodur (M26, M9 EMLA, Pajami1), yarı bodur (M7, MM106), kuvvetli (M1, M13, M25, MM104, MM109, MM111) ve çok kuvvetli (M12, M16) olmak üzere sınışandırılmaktadır. Bu anaçlar üzerine aşılanan çeşitlerle bahçe kurulduğunda uygulanan sıra arası ve sıra üzeri mesafeleri Çizelge 1.1’de verilmiştir. Bu mesafeler toprak yapısına, çeşide ve verilecek taçlandırma şekline göre az çok değişebilmektedir.

Elmada kullanılan klon anaçlara göre dikim mesafeleri.Çizelge 1.1 Elmada kullanılan klon anaçlara göre dikim mesafeleri.

Son yıllarda, ülkemiz elma yetiştiriciliğinde bodur anaçlarla tesis edilen bahçe sayısı artmıştır. Bu bahçelerde en fazla M9, MM106 ve M26 anaçları kullanılmaktadır (Fotoğraf 1.4). Bodur yetiştiricilikte önemli maliyet unsuru olan budama, ilaçlama ve hasat gibi işlemler daha kolay ve daha az masraşa yapılabilmektedir. Bunun yanında küçük taç yapan bu ağaçlarda tacın her tarafı aynı yoğunlukta ve yeterli ışık aldığından meyveler de aynı irilikte, renkte ve kalitede olmaktadır. Bodur elma ağaçlarından elde edilen ekstra kaliteli meyve oranı daha yüksektir. Bu da pazarlamada kolaylık ve karlılık sağlamaktadır. Bodur yetiştiriciliğin en önemli avantajlarından birisi de ağaçların erken (1-2 yaşlarında) verime yatmasıdır.

Meyveye yatmış 2 yaşında bodur elma fidanı (sol) ve tel-direk destek sistemi tesis edilmiş bodur elma bahçesi (sağ).

Fotoğraf 1.4 – Meyveye yatmış 2 yaşında bodur elma fidanı (sol) ve tel-direk destek sistemi tesis edilmiş bodur elma bahçesi (sağ).

Elmalarda bodurluğun derecesi arttıkça bodur ağaçların ömrünün standart ağaçlara göre daha kısa olduğu, daha kırılgan ve gevrek kök yapıları nedeniyle bir destek sistemiyle desteklenmeleri gerektiği, özelikle sulama ve gübreleme gibi uygulamaların daha özenle yapılması gerektiği unutulmamalıdır.


Toprak Hazırlığı

Bahçe kurulacak arazi uzun süre işlenmemiş ise sürüm öncesi toprak patlatılmalı ve ardından derin sürülerek ve yaz mevsimi sonuna kadar toprağın havalanmasını ve güneşlenmesini sağlamak için beklenmelidir. Eğer daha önce yetiştiricilik yapılan bir alanda dikim yapılacak ise bahçe yapılacak yerin toprağı ilkbahar, yaz aylarında derin bir şekilde sürülmelidir. Çıkan eski kökler temizlenmelidir. Sonbaharda kesekleri kırmak dağıtmak, araziyi tesviye etmek için tırmık veya diskaro çekilerek arazi dikime hazır hale getirilir. Elma fidanı dikilmeden önce mutlaka toprak analizleri yardımı ile bahçe kurulacak alanın toprak özelliği ve içeriği belirlenmeli, yapılacak uygulamalar analiz sonrası ortaya çıkan değerler ışığında yapılmalıdır. Toprağın hazırlanması sırasında genel olarak yapılacak uygulamalar; gerek olduğu takdirde dikim öncesi dekara 3-4 ton 2-3 sene yanmış gübresi çiftlik gübresi (gübre yanmamış olursa yabancı ot tohumu ve toprak altı zararlıların larva ve yumurtaları olacaktır), dekara 25-50 kg Triple Süper Fosfat (TSP) veya Diamonyum Fosfat (DAP) dekara 20-40 kg Potasyum Sülfat gübreleri uygulanabilir. Uygulama sırasında gübreler pulluk yardımı ile derin sürüm yapılarak toprağın 20-25 cm derinliğine ulaştırılmalıdır. Damla veya mini spring sistemi kurulacak ise azot, fosfor ve potaslı gübreler sulama ile birlikte bir program dahilinde verilir.

Dikim Yerlerinin Belirlenmesi ve İşaretlenmesi

Fidan dikimi yapılmadan önce dikim noktaları kazıklarla işaretlenir, bu amaçla uzun bir ipin arazinin üst başına gerilmesi ile dikim sıraları, sağ yada sol başına gerilmesi ile de ilk sıranın fidan yerleri belirlenir. Bu aşamadan sonra her sıraya gerilen ip doğrultusu boyunca fidan aralıklarına eşit boyda bir demir profil yada şerit metre yardımı ile sıra üzeri fidan yerleri tek tek ve kontrollü olarak belirlenir ve kamışlarla işaretlenir. (Fotoğraf 1.5).

elma dikim mesafeleri

Tavsiye edilen bodur ve yarı bodur elma dikim aralıkları aşağıdaki tabloda verilmiştir. M9 (bodur anaçlı) – M106 (yarı bodur anaçlı) çeşitlerin sıra arası ve sıra üzeri (m.)

bodur ve yarı bodur elma dikim mesafeleri

Dikim sıklığı arttıkça dekara dikilen fidan sayısı artmakta, dolayısıyla ilk yıllarda dekardan alınan meyve miktarı da artmaktadır. Güneş ışığından iyi yararlanmak amacı ile dikim sıraları kuzey – güney istikametinde olmalıdır Tozlayıcı çeşit sırası 30 metreyi geçmemelidir. Bu amaç ile her 5-6 sırada bir dölleyici sırası dikilmelidir.. Şekil-1 de belirtilen örnek dikim planında içi dolu yuvarlak noktalar dölleyici çeşidin dikim yerlerini, siyah oval çizgiler ise ana çeşitlerin dikim yerlerini belirtmektedir. Fidan yerlerini belirlemede ve fidan dikimi esnasında dikim tahtası kullanılmalıdır. Fidan dikilecek çukur, burgu yada elle kök uzunluğunun yaklaşık 2 katı (40 cm.) çapında ve 30-40 cm derinliğinde olacak şekilde hazırlanır. Bazen pratik olması amacı ile sıra üzeri, kanal açan pullukla derin ve geniş olarak sürülür ve dikim yapılır.

fidan dikim tahtasıfidan dikilecek çukur

Drenajı bozuk olan topraklara drenaj kanalları açılmadan dikim yapılmamalıdır. Su geçirgenliği az olan arazide 50 cm genişlik ve 30 cm yüksekliğindeki set üzerine çukur açıldıktan sonra fidan dikilmesi ve iki sıranın tam ortasına tekli pullukla 25 cm derinlikte bir kanal açılması bahçenin uzun ömürlü olması için iyi bir tavsiyedir.

Fidan Dikimi

Basit bir işlem olan fidan dikim işlemi doğru yapılmadığı takdirde ağaçlar gelişemezler veya ölürler. Dikim yapılırken dikilecek fidanlar uzun süre açıkta bırakılmamalı, köklerin kurumasına izin verilmemelidir.Fidanlar nemli olarak korunmalıdır.

Fidan dikimi genel olarak sonbaharda yaprak dökümü ile ilkbaharda ağaçlara su yürümesine kadar geçen zamanda yapılır. En uygun dönem kışı ılık geçen yerlerde sonbaharda, kışı sert geçen yerlerde ilkbaharda dikmektir. Fidanlar iklim ve toprak şartlarının müsait olduğu durumlarda ağaca su yürümeden önce dikilmelidir. Kışı çok sert olmayan kurak yerlerde sonbahar dikimi daha iyi sonuç veriri. Bunun nedeni sonbaharda dikilen fidanların kış yağışları ve toprak ısısının uygun olduğu günlerde kök gelişmesine başlamasıdır.

Dikimi yapılacak olan fidanların köklerindeki yaralı ve kırık kısımlar makas ile temizlenir. (Özellikle odunsu kökler) bu sayede söküm sırasında zarar görmüş kök parçaları kesilerek temizlenmiş olur. Daha sonra bir kap içerisinde hazırlanan ilaçlı suya (100 litre suya 400 gr. Captan + 100 gr. Benlate veya 100 litre suya 400 gr. Captan + 100 gr Deresol) fidan kökleri daldırılarak kök hastalıklarına karşı önlem alınır.

Fidan dikim yerleri küçük kazıklarla belirlendikten sonra gerek çukurların açılması gerekse fidanların dikimi için dikim tahtası kullanılmalıdır. Böylece fidanların tam işaretlenen yerlere dikilmeleri nedeniyle sıraların düzgün olması sağlanır.

Açılmış olan çukurlar içerisine üst toprak konur ve kümbet yapılır. Fidan dikim tahtasının ortasına aşı noktası hakim rüzgara karşı (genellikle güneye bakacak şekilde) ve aşı noktası toprak seviyesinden 20 cm. yukarıda olacak şekilde yerleştirilir ve toprakla doldurulur. Kökler arasında hava boşlukları kalmaması için toprak, hafif hafif ayakla bastırılarak yerleştirilir. Killi ağır topraklarda sıkıştırma işlemi su ile yapılmalıdır. Fidan dikiminden hemen sonra derhal 20-25 litre can suyu verilmelidir.

İlkbaharda dikilen dalsız fidan tamamen, don tehlikesi tamamen geçtikten sonra aşı noktasından 65-70 cm., yerden ise 85-90 cm.r17;den lider olabilecek iyi gelişmiş bir gözün 1-2 mm. yukarından meyilli kesilir. Eğer fidan 3 den az yani 1-2 dalı var ise bu dallar kesilir ve fidan yukarıda tarif edildiği şekilde bir göz üzerinden kesilerek dikilir.

Fidanlıktan alınan fidan geniş açı ile çıkmış en az 5-8 dallı ise fidan dallı olarak dikilir. Dikim işlemi çiçeklenmeye yakın bir zamanda yapılmış ise dalların uzunluğunun yarısı bir alt gözden kesilir. Dikim işlemi çiçek açımından 6-8 hafta önce yapılmış ve dalların uzunluğu 60 cm den az ise dalların uç kesimini yapmak isteğe bağlıdır. Kesilmeden bırakılan ve yere paralel olacak şekilde eğilen dallar ikinci yıl bol meyve verecektir. Bunun aksine dal uzunluğunun 1/4 veya 1/3 ünün kesilmesi dallanmayı arttıracak, meyve gözünün gövdeye yakın yerde oluşmasını arttırarak ölü göz (çıplak gövde) oluşumunu azaltacak ve dalın kalınlaşmasına neden olacaktır. Dallı fidan dikiminde lider en üstteki daldan 30-35 cm yukarıdan kesilir, ancak kesimden sonra dallanma olacağı ve birinci katta dal sayısı artacağı için yeni çıkan dallar koparılır ve liderin büyümesi sağlanır.

NOT: Aşı noktası toprak seviyesinden 20 cm yüksekte olmalı, böylece aşı noktası yüksek olan ağaçların kuvvetli gelişmesi önlenmiş olur. Aksine aşı noktası yere yakın olan Ağaç güçlü gelişir. Aşı noktası toprakla örtülür ise ağaç aşı noktası üstünden köklenerek bodur ağaç özelliğini kaybetmiş olur.

Daldırma, aşı ve çelik gibi klonal çoğaltma yöntemleri konusunda Resul Gerçekçioğlu, Şükriye Bilginer ve Arif Soylu’nun (2008) editörlüğünü yaptığı Genel Meyvecilik kitabının Meyvecilik Tekniği ünitesinden yararlanabilirsiniz.

Kaynak: http://www.etarim.net/bilgi-bankasi/her-yonuyle-elma-malus-domestica-yetistiriciligi.html